24 Ağustos 2011 Çarşamba

Doğanın eşsiz müziği ve beynimdeki cam kırıkları...

Deniz kenarındayım sabahın erken saatleri martı seslerine dalgaların sesleri karışıyor,oturuyorum bir banka elimde kitabım sadece doğanın sesini dinleyip kitap okumak yürüyüş yapmak niyetim.Sonra unutuyorum doğanın bana yaptığı müziği dinlerken kitabı dalıyorum uzaklara bir an bomboşum belki hayallerim belki hayatım geçiyor denizin üstünden baktığım yerden.Bir serinlik oluyor hafif ürpertiyor bedenimi kendime sarılıyorum insan bilmeli kendinin de kıymetini.Sonra iki kedi geliyor yanıma ince ince miyavlayarak sürtünüyorlar başlarını okşuyorum biri bir bacağım da diğeri bir bacagımda oynuyorlar ama öyle neşeli görünüyor ki haylazlar.uzaklaşıyorlar arkamdaki çimlerin üzerine doğru nasıl mutlular zıplıyorlar koşturuyorlar.. başka kimse yok sokakta bir anda akıp gidiyor herşey aslında zaman hızlı geçmiyor biz hızla geçiyoruz zamandan ne veriyoruz birbirimize insanlığa ne katıyoruz hayata düşünüyorum.Bir anda tadım kaçıyor insanlar birbirini yemeğe hazır bekler olmuş kavgacı tutum damarlarına işlemiş,dinlemiyor seni çok akıllı bir bilim adamı da olsan çok iyi bir sanatçı da olsan tıkamış kulaklarını herkes kendi söylediklerini duyar olmuş hani bir söz vardır ağzından çıkanı kulağın duysun işin kötü tarafı bunların duyuyor ve farkındalar içler acısı bir haldeyiz aslında insanları iki sözü ile değerlendirip tanımadan yargılamaya hazır saldırmaya hazır garipbir tutum içindeyiz.Bizi birbirimize düşüren insanları bu pozisyona getiren sanırım yine yönetim biçimimiz.Bizde sorun yoktu düne kadar,hep bir karkaşa vardır bir anlaşmazlık bir yozlaşmışlık ama bu kadar değildi.Geçenlerde sevdiğim bir dostum anlattı (Pınar)plajda otururlarken yanlarında oturan başka bir ailenin başka bir dilde konuştuklarını duymuşlar fakat uzakta olduklarından neyce konuştuklarını anlmamışlar ve aynı ailenin bir süre sonra küçük çoçuklarından birinin ayağını arı sokmuş Pınar koşmuş yanlarına yanında ki merhemi uzatmış ve ingilizce bilip bilmediklerini sormuş.Adam biz Türküz demiş ama ürkek ve şaşkın bakıyormuş elindeki merhemi alıp almamakta kararsız sonradan anlamış ki aile Kürt,alıp teşekkür etmişler merhemi.Yarım saat geçmeden merhemle bir kutu sakız getirmişler çok teşekkür ederiz biz alışkın değiliz bize bu şekilde yaklaşılmasına diyerek açıkçada ifade etmişler ne acı değilmi?Bazen tıkanıyor cümleler boğazıma söyliyecek söz bulamıyorum  başkalarının yaptığı pisliği aynı kesimden herkese mal etmek anlatamamak anlaşamamak....
Dinlemek istemeyen beyin düşmanlarına birşey demiyorum onlar kendilerini 2.cumhuriyetçi ilan etti Türküz yerine Türkiyeliyiz kavramını getirdi sanatı sanatçıyı açık görüşlü kendi yanlısı olmayan tüm aydın kesimi karşısına aldı basınını özgürlüğünü elinden aldı şimdi istedikleri gibi at oynattıklarını sanıyorlar.Gülüyorum tek akıllı yüz beyinsizi ezer geçer kişi sayısı değil zekanın üstünlüğü önemlidir....
Yani anlayacağınız sabahın köründe güzelim doğanın sesini beynimdeki sesler bozdu bir anda...
Burcu derki;siz yalnış gelmişsiniz burasıAtatürk Cumhuriyeti,Yok öyle İslam cumhuriyeti hadi canım anca gidersiniz tutmayalım biz sizi.....                                                                                                
                                                                                                                                            BURCU :)

1 yorum:

  1. canımm yine döktürmüş sün ellerine yüreğine sağlık yine kelimelere dans ettirmişsin ;) gayet güzel ve manalı devamını bekliyoruz ....

    YanıtlaSil